Meçhul Kaptan – Güllerimi Ver Anne
Meçhul Kaptan Güllerimi Ver Anne ilahi sözü
Gül yetiştirirdi annem bahçemizde,
Kırmızı renkli, Muhammed kokulu güller.
Gülü her koklayışımızda,
Sâlâvât getirirdik gül peygambere.
Güller, mazot kokmadan önce.
Gül masalları anlatırdı geceleri annem bize.
Gül ile bülbülün aşkını dinlerdik heyecanla.
Bülbülle ağlar, gülle çağlardık !
Ferhatla dağı deler, şirin ile yanardık !
Gül desenli, yastıklarda uyurduk,
Rûyalarımızı çalan televizyon olmadan önce.
Gönüllerimizde güller açardı bir zamanlar ;
Sabaha kadar güle göz kırpan,
Ayı ve yıldızları kıskanırdık.
Hilâle bakıp gonca gülümüzü düşünürdük.
Sabah ezanıyla uyandığımızda,
Güneşten önce biz öperdik gülümüzü,
Peygamber kokulu güller olmadan önce.
Gül yetiştirirdi annem bir zamanlar,
Kırmızı renkli, muhammed yüzlü güller.
Ak sevdaydı, vuslattı gül, gönül bahçemizde,
Gül, kara sevdaların kurbanı olmadan önce.
Güllerimiz vardı bir zamanlar anne !
Peygamber yüzlü, tertemiz kokulu güller.
Gül kokulu, gül yüzlü, gül insanlar vardı,
Yaban gülleri, ayrık otları,
Gönül bahçemizi sarmadan önce.
Gül kokulu peygamberimizi severdik,
Gül dudaklardan okunan mevlidlerde.
Gül suyu dökerdik gül insanlara.
Unuttun mu yoksa anne ?
Küçük evimiz de gül kokardı,
Eksoz kokulu güller olmadan önce.
Radyasyonlu yağmurlarla sulanan,
Hormonlu bitkiler arasında büyüyor güller.
Kristâl vazolarda boynunu büküyor güller.
Küstü sahte hayata, sahte insanlara,
Azotlu topraklara, kirli havalara küstü o güller.
Hicret etti ötelere, yüce dağlara peygamber gülü.
Kirlerden arınmış topraklarda yetişen,
Kardelenlere gıpta ediyor güllerin anne.
Sevmiyorum o sahte gülleri anne !
Senin güllerin yetişmiyor şimdi bahçemizde,
Besmeleyle diktiğin, gözyaşınla suladığın,
Sabırla büyüttüğün güller nerde anne ?
Kutlu doğumlara mı kaldı o gülleri koklamak ?
Lâleler, menekşeler de garip kaldı anne.
Gül dudağın, gül yüzün neden gülmüyor, anne ?
Ne o, hüzün çiçekleri gibi sen de mi ağlıyorsun ?
Klorlu suyla suluyorlar gülün toprağını.
Rahmani gözyaşınla sula gülleri yine.
Ne olur Muhammed aşkına, Allah aşkına,
Yetiştir o güllerini, lâlelerini anne !
Artık Muhammed kokulu güller açmıyor.
Güllerimi ver bana anne, lâlelerimi !
Lâl oldu dilimiz, hâzan oldu baharımız !
Petrol kokulu, yapma gülleri sevmiyorum.
Muhammed kokulu güllerimi ver anne !
Özledim asude bahçende açan güllerini.
Bana gül yüreğinden güller der anne !
Gülsüz baharın neşesi de yok anne.
Toprağa, suya düşen cemreler,
Gönülleri ısıtmıyor artık anne.
Gönüllerde zakkumlar yetişiyor gül yerine.
Unutuldu ilâhi aşkla yanan Yunus Emre’ler.
Yüreğimizde eylül hüzünleri var anne !